Selam ben İstanbuldan Kaan. Soyadım (Küçük) bu hikayemin gelişmesine neden oldu. Arkadaşım Berkenin annesi 45 yaşlarında, etine dolgun göğüsleri ve kalçaları olan, ama hiç dikkatli gözlerle bakmadığım biriydi. Kar yağışı akşam birden başlayınca arkadaşım, “Bize gidelim, bizim ev daha yakın, evde internet de var, orda çalışırız!” deyince gittik. Birden istanbulda hayat durmuştu. Kapıyı annesi açıp beni görünce oldukça içten ve uzunca sarıldı. “Ooo Kaan bey, tabi büyüdünüz artık, gelmez oldunuz!” diye fırça da atarak, göğüslerini yaslayarak ve dudaklarımın çok yakınından öptü. O arada montunu çıkaran arkadaşım, “O büyümez anne, hep ‘Küçük’ kalacak, lakabı da ‘Çük!’ zaten!” diye, soyadımla dalgasını geçince bozulmuştum. Onu yakalamak için koşunca, arkadaşım benden kaçarak tuvalete girdi. Annesi, “Çük ne be şimdi, anlamadım?” diye sordu. İçimden, (Akıllarınca dalga geçiyorlar işte, çıkartacam birgün ellerine vercem!) diye geçirip, arkadaşıma, “Ben gidiyorum oğlum!” diye kızdım, kapıya yöneldim.
Annesi önüme geçiyor, “Bırakmam seni, barışın, olurmu öyle şey!” diye söyleniyordu. Ben de arkadaşıma, “Siz misafire böyle mi yapıyonuz lan! Çıksana tuvaletten!” diye bağırdım. Bu arada annesine arkadan dayıyor ve sarılıyordum. O da kıçını bana yaslayarak, “Aranıza girmem lazım, kavga yok! Hiç değişmediniz, 20 yıldır aynısınız!” diye aramızda duruyordu. Bu arada benim aleti hissettiğine eminim. Neyse, arkadaşım özür dileyerek çıktı tuvaletten. “Lap-Topu getireyim de işleri halledelim!” diye odasına geçince, annesi de bana dönerek, “Sen üzülme Kaan, Çük falan değil, baya baya sikin var işte!” diye güya beni teselli etti gülerek. Ne oluyordu anlamadım, ama annesi bizim şakalaşmalarımızı gerçek sanıp üzülüyordu, ya da bana sarkıyordu!
Lap-Topta biraz çalıştıktan sonra elektrikler gidince, ben koltuğa geçtim. Arkadaşım şarjı bitene kadar Lap-Topla çalışmaya devam etti. Berrin teyze de hemen iki battaniye getirip, birini koltuğa, birini arkadaşıma doğru attı. Ben koltuktakinin altına girerken, ayağım Berrin teyzenin kalçasının altında kaldı, yerleşmeyi bekler gibi bayağı bekledim. O da ayakucuma uzanıyordu, “Rahat mısın?” dedim. Baktım ses etmiyor, toplanmıyor da, arkadaşım da işe dalmış, “Ben biraz uzansam şöyle…” dedim. Berrin teyze, “Küçükken de bizde uyurdun hep, hadi bu gece burda kal bari!” dedi. Arkadaşım da, “Herhalde kalacak anne ya!” deyip önüne döndü. “İyi kalayım, sağolun!” dedim ve ayağımı Berrin teyzenin apış arasına doğru uzattım. Rahatsız olursa, o toplansın, bana ne diye düşünüyordum. 4-5 dakika geçti, o tam tersine kendini biraz daha aşağı salarak, ayağımı tam amcığının üstüne getirdi. Acayip tahrik olmuştum, 3-4 dakikanın verdiği o haz anlatılamaz tarzdaydı…
Annesi az sonra bana, “Kaan uyudun mu?” diye seslendi. “Hayır, dalacam şimdi!” deyince, gülerek, “Nereye dalıyon?” dedi. Ayağımı tutup, ayak başparmağımla amına masaj yaptırıyordu. Arkadaşım arada bana birşeyler soruyor, tekrar önüne dönüyordu. Zaten karanlıktan ve battaniyenin altından bizi göremezdi. Daha sonra annesi bana, “Senin lakabın neydi?” diye gülerek tekrar o konuyu açtı. Battaniyenin altından elini tuttum ve sikime götürdüm. Sikimi okşarken, “Büyükmüydü senin lakabın? Büyük olsun!” diye konuşuyordu ve arkadaşım da bunlardan hiçbirşey anlamıyordu. Bir süre sonra Lap-Topun pili bitince, o da annesinin yanına geldi, sıkışalım diyerek, o da uzandı. Heyecan yarım kalmıştı, ama biz o şekil uyuya kalmışız…
Gece saat 3-4 gibi uyandım ve Berrin teyzeyi uyandırdım, “Hadi herkes yatağına yatsın, burda uyuya kalmışız!” dedim. Arkadaşım da uyandı ve uyku sersemi, “Ya ben burda yatacam, siz gidin!” deyince, Berrin teyze ve ben arka odaya doğru gittik. Odada bir yatak ve bir çekyat vardı, ama ikimiz de uyku sersemi yatağa uzandık. Bunun farkına varınca da gülmeye başladık. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra, bana kalçasını dönüp, altındakileri çıkarttı. Ben yorganın altına girerken çıkarmıştım zaten ve sikim dimdikti. Arkadan sarılıp amına soktum. Amı vıcık vıcıktı, ne kadar çabuk orgazm olmuştu. Ona, amının harika ıslak olduğunu söylediğimde, “Ben hiç uyumadım ki, senin ayağına ve sikine dokunarak kendimle oynadım!” dedi. Ben amına kökledikçe, o da, “Küçük, Çük he? Sikinle dalga geçenlere bu yarrağı göstermelisin!” derken gülüyordu. O gece 2 kere amdan, 1 kere de götten siktim arkadaşımın annesini. Sonra da çekyata geçtim, yattım uyudum.
Sabah arkadaşımın başucumda, “Küçük! Çük! Ufaklık!” tarzı bağırışları ile uyandım. Ama bu sefer kaçamadı, onu yakaladım ve kulağına, “Ananı sikerim sus, hoşlanmıyorum!” dedim. Sustu. Biz yıllardır böyleydik, hep şaka yollu birbirimizin anasına küfrederdik.
Şimdi anası ‘güzel yemek yaptım’ bahanesi ile beni de arıyor, eve çağırıyor. Her hafta götünden sikilmeden duramıyor orospu :))